NE ARAMIŞTINIZ ?

Turizm Aktiviteleri

KÜLTÜR TURİZMİ

AÇIK HAVA MÜZESİ

Yaşar Okuyan Bulvarı Sanat Sokağı köşesinde, Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 18.03.2002 tarih ve 003448 sayılı onayları ile Açık Hava Müzesi kurulmuştur. 6000 yıllık geçmişe sahip olan İlimizin çeşitli yerlerinde çıkan ve değişik yerlerde muhafaza edilen tarihi eserlerin toplanarak sergilendiği güzel bir mekân oluşturulmuştur. 29 Ekim 2003 tarihinde açılan müzede Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemine ait eserler yer almakla birlikte Yalova’nın çeşitli bölgelerinde bulunan eserlere ait maketler de yer almaktadır. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından kurulan Açık Hava Müzesi; Bursa Müzesi Uzman elemanları tarafından dizayn edilmiş olup, 2005 yıl sonu itibariyle, İlimizde çeşitli tarihlerde çıkarılan 46 adet mevcut tarihi eserlerin envanter bilgileri hazırlanmıştır.

Yalova Belediyesi personeline zimmetle teslim edilen eserler 24 saat koruma altında olup, mesai saatleri içerisinde ziyaret etmek mümkündür.

 

TERMAL ATATÜRK KÖŞKÜ

Termal Atatürk Köşkü 1929 Yılında 38 günde yaptırılmıştır. Mimarı Prof.S.Hakkı Eldem’dir. Köşk’te ilk yabancı devlet adamı olarak İran Şahı ağırlanmıştır. Köşk tamamen ahşaptan yapılmış olup, iki katlıdır. Üç şeref salonu ve onbir odası vardır. Dönemin kullanılan eşyası ile birlikte korunan Köşk müze olarak halka açıktır. Çok partili sisteme geçiş, Yerli Malı Haftası, Türk Tarih ve Dil Kurumlarının kurulması, Kuran’ı-Kerim’in Türkçeleştirilmesi çalışmaları gibi zamanın birçok önemli kararları burada alınmıştır. Köşk’te bulunan bazı eşyalar ve özellikleri; Kurşunlu banyo ve kadınlar tablosu (Nurettin Niyazi 1930) Bir dağ yamacı ve bazı hayvanları temsil eden bir resim (Ayvazoski–1875). Halılar: İran, Hereke. Vazolar: Yıldız porselen, Fransa, Japon ve Çin, ayrıca bir tanesi Mısır yapımın Hiyeroğlif yazılarla süslü pirinç ve abanoz ağacından yapılmış. Karyolalar: Pirinç yatak odası  takımı, Fransız lake sandalyeler ceylan derisi ile kaplanmıştır. Radyo: Alman (RCA) marka. Piyano: Wilheelm Spaethe (Gera) Anneannesinden kalan kanaviçeli seccade. Masa: iki tarafı da eşit yapılmış, her iki tarafa kullanılıyor, İngiliz yapımı demir aksamları, yaldız altından kaplama. Dosya Dolabı: Kaplama, gül ağacı, demir aksamları yaldız altın. İran Şahı’nın hediyesi saat, şamdan altın, yaldız kaplama.

Termal Atatürk Köşkü; Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından 15.5.1983 tarih ve 14971 sayılı kararla Korunması Gerekli Kültür Varlığı olarak tescil edilmiştir. Termal Atatürk Köşkü, TBMM Milli Saraylara bağlı olarak hizmet vermektedir.

YÜRÜYEN KÖŞK

Atatürk bir gün çiftliğe gittiğinde, Köşkün hemen yanındaki Ulu Çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan ile karşılaşır. Hemen bahçıvanı yanına çağırarak bunun nedenini sorar. Görevli bahçıvanın cevabı şöyledir: Ağacın dalları uzamış binanın duvarına dayanmıştır. Aldığı cevaptan tatmin olmayan Atatürk, düşünülmesi bile imkânsız olan bir emir verir: “AĞAÇ KESİLMEYECEK, BİNA KAYDIRILACAK.” Görev İstanbul Belediye’sine intikal eder. Belediye Fen İşleri Yollar Köprüler Şubesi sorumluluğu üstlenir. Başmühendis Ali Galip Alnar yanına aldığı teknik elemanlarıyla Yalova’ya gelerek çalışmaya başlar. 8 Ağustos 1930 tarihinde önce bina çevresindeki toprak büyük bir dikkatle kazılıp yapının temel seviyesine inilir. İstanbul’dan getirilen tramvay rayları döşenir. Santim, santim çalışılarak bina yapı altına sokulan raylar üzerine oturtulur. Artık binanın raylar üzerinde kaydırılarak ağaçtan uzaklaştırılması aşamasına gelinmiştir.

Güzel ve sıcak bir yaz akşamında Ulu Önder Atatürk ile birlikte, kardeşi Makbule Atadan, Vali vekili Muhittin Bey, Emanet Fen Müdürü Ziya Bey ve Cumhuriyet Gazetesi Baş muhabiri Yunus Nadi nezaretinde bina 4.80 m. Civarında kaydırılır. Bu olağanüstü ve riskli iş 10 Ağustos 1930 tarihinde tamamlanır ve Ulu Çınar Ağacıda kesilmekten kurtulur. 

O günden beri köşkün adı “YÜRÜYEN KÖŞK” olarak kalmıştır. Kültür Bakanlığı Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 12.07.1980 gün ve 12238 sayılı kararı ile korunması gerekli Kültür ve Tabiat Varlıkları arasında sayılmış ve tescili yapılmıştır. 2006 Yılında, Yalova Belediyesi tarafından restorasyonu yapılarak ziyaretçilere açılmıştır.

KARACA ARBORETUM CANLI AĞAÇ MÜZESİ

Karaca Arboretuma Sn. Hayrettin Karaca tarafından 13,5 hektar arazi üzerinde kurulmuştur. Bugün yaklaşık 7000 civarında değişik bitki tür, alttür, varyete ve kültür formunu barındırmaktadır. Karaca Arboretum Türkiye’nin ilk özel Arboretumudur. Dikkate değer koleksiyonları Acer, Prunus, Malas, Magnolia, Quercus, Betula, Pinus, ağabeyes, Picea cinslerine ait önemli birçok tür ve kültür formunu barındırmaktadır. Arboretum Pazar günleri 13.00–18.00 saatleri arası halka açıktır. Bunun dışında grup ve okullara haftanın diğer günleri de randevu alınması koşuluyla açıktır. Gezi rehber eşliğinde 1,5 saat sürmektedir. Ziyaret TEMA vakfına makbuz karşılığı bağış yapılarak gerçekleşmektedir. Karaca Arboretumu senede 15.000 civarında yerli ve yabancı kişi ziyaret etmektedir.

Bu gün Karaca Arboretum’un en önemli faaliyetleri; Üniversite öğrencilerine staj imkânı sağlamak, Halka açık olduğu için halkın konuyla ilgili bilgisini artırmak. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde yapılan Arboretum ve Botanik bahçelere bitki materyali sağlamak. Bahçıvan eğitimi vermek, Dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan Arboretum ve Botanik bahçeleri ile tohum değişimi yapılması, bitki koleksiyonunu genişlemeye devam etmek, Arboretum alanı içinde yeni bahçeler yapılması gibi faaliyetler içermektedir.

Tüm bu faaliyetler için gerekli finansman, Karaca Arboretum da bulunan Karaca Arboretum Fidanlığı faaliyeti ile sağlamaktadır. Fidanlık haftanın her günü açıktır.

Karaca Arboretum Haziran 2004 de Uluslararası Dendroloji (Ağaç Bilimi) Cemiyeti tarafından bir ödüle layık görülmüş ve 27 Haziran 2004 de bu ödül Uluslararası Dendroloji Cemiyetinin Başkanı tarafından Karaca Arboretum da düzenlenen törenle Sn. Hayrettin KARACA’ya takdim edilmiştir. Bu ödül dünyada şimdiye kadar 14 Arboretum ya da Koleksiyon bahçesine verilmiştir. Karaca Arboretum da bu ödülü alan 15. Arboretum olmuştur.

TARİHİ YAPILAR

HERSEKZADE AHMET PAŞA CAMİ

Yalova İli, Altınova İlçesi, Hersek Köyü’nde bulunan, 15. y.y. Osmanlı dönemi eserlerinden Hersekzade Ahmet Paşa Camii’nin mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olup, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 18.03.1999 tarih ve 451 sayılı kararı ile tescil edilmiştir.

1458 Yılında doğan ve doğduğu Bosna-Hersek’ten getirilerek saraylarda yetiştirilen devrinin ünlü sadrazamlarından Hersekzade Ahmet Paşa tarafından XVII. Yüzyılda, kendi adıyla anılan beldede yaptırılmıştır. İzmit Körfezi’nin en dar yerinde olması nedeniyle Herzekzade Ahmet Paşa, Hersek’e küçük bir liman, 700 ev, çift kubbeli büyük bir camii, 2 han, 1 imaret, 1 mescit 1 medrese ve 1 tekke yaptırmak suretiyle bu beldeyi ihya etmiştir. Ne yazık ki camiin kubbeleri dahil diğer bölümlerinin bazı kısımları depremde yıkılmıştır.

Hersekzade Ahmet Paşa Camii mimarisinde kesme taş örmeciliği ağırlık kazanmaktadır. Camii’nin restorasyonu için gerekli çalışmalarda İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından başlatılmıştır.

RÜSTEM PAŞA CAMİİ

Yalova merkezde bulunan Rüstem Paşa Camii Osmanlı dönemi mimari yapılardandır. Mimar Sinan tarafından yapıldığı bilinen Rüstempaşa Camii; Osmanlı Paşası Rüstem Paşa tarafından 17. yüzyılda yaptırılmıştır. Camii Kubbeli ve kare planlı olarak yapılmıştır. Yalova Merkez, Rüstempaşa Mahallesi, 1 pafta, 35 ada 24 parsel’de bulunan Rüstempaşa Camii; Gayrimenkul Eski Eserler Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından 16.9.1973 gün ve 7412 sayılı kararı ile tescil edilmiştir. Marmara depremi nedeniyle zarar gören minaresi yeniden yapılmış olup diğer bölümlerde restorasyon yapılarak ibadete açılmıştır.

HACI ALİ PAŞA CAMİ (AHMET ÇELEBİ) (Çarşı Cami)

Armutlu ilçe merkezinde bulunan Hacı Ali Paşa Cami (Ahmet Çelebi) aynı zamanda Çarşı Cami olarak ta bilinmektedir. Yapım tarihi belli değildir. Orhan Gazi döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Mülkiyeti Vakıflar Bölge Müdürlüğüne ait 24 pafta 4475 parselde bulunan Camii; İstanbul II Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 12.11.1998 tarih ve 4967 sayılı kararı ile Korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. İbadete açık olan caminin iç ahşap dizaynı ve dış ahşap saçakları, ince bir ahşap işçilik örneğini sergilemektedir.

TAŞKÖPRÜ

Yalova İli, Çiftlikköy İlçesi, Taşköprü Beldesi’nin adının Taşköprü olarak anılmasına sebep olan ve halen kullanılan tarihi köprüdür. Köyün kuzeyinde akan bir derenin üzerine yarım daireler şeklinde biçimlendirilen ayaklar üzerine oturtulmuş ve kesme taşlarla yapılmıştır. Köprünün kesin tarihi bilinmemekle beraber yaklaşık 400 yıllık olduğu rivayet olunmaktadır. Köprünün, tarihi değer taşıması nedeniyle; İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 2.3.1993 tarih ve 3026 sayılı karar ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiştir.

ÇOBAN KALE

Çoban Kale, Yalova ili Altınova ilçesi’nde, Hersek’ten güneye doğru uzanan vadi içindeki tarihi İpek Yolu üzerindedir. Hersek’ten yaklaşık 7 km., Soğuksu (Ayazma) Köyü’nden 2 km. güneydedir. Kale, 150 rakımlı bir tepenin zirvesinde, 150x120 metre ebadında bir alanı işgal eder. Bir görüşe göre, belirlenemeyen bir tarihte Cenevizliler tarafından yapıldığı ileri sürülmektedir. Clive Foss (İngiliz Arkeoloji Enstitüsü Araştırmacı) ise, İmparator Alexius tarafından 1087 yapıldığı ileri sürer. Prof.Dr. Halil İnalcık, “Çobanlar buraya sürüleriyle dinlemek için geldiklerinden, adı Çoban Kale olmuştur. Koyun Hisarı, Osmanlı geleneğinde bu bağlantı içinde, bizim Çoban Kale’miz olmalıdır. ....İmparator Manuel Komnenos (1143–1180) , Pylai Kalesi’ni ve surlarını inşa ettirdi. Kıyı ovasına uzanan vadideki bizim Çoban Kale ya da Koyun Hisarı, bu yeni inşa edilen ya da onarılan kalelerden biri olmalıdır.” der. 

Çoban Kale’ye batı yönünden çıkılması kolay, diğer yönlerden çıkılması zordur. Güneyden gelen Karadere, Çoban Kale’nin güneyi, doğusu ve kuzeyini kuşattıktan sonra dönerek kuzeye doğru akar ve doğal bir set yapar. Bu durumda kalenin kapısı Batı’da olmalıdır.

Çoban Kale stratejik bir konumdadır. Gerek Roma, Doğu Roma (Bizans) , gerek Osmanlı döneminde, İstanbul’dan başlayıp Anadolu içlerine giden en önemli yolun hemen kenarında, yolu kontrol eden hâkim bir noktadadır. Kısacası Çoban Kale, savunma yönü de göz önüne alınarak, önemli bir kontrol ve güvenlik kalesidir. 

Türkler’in batıdan gelecek tehditlere karşı, Çoban Kale’yi yaptırdıkları da düşünülebilir.

Çoban Kale, derenin her iki vadisinden geçen yolları da kontrol etmekteydi. Roma Caddesi burada, batıdaki geniş vadiden değil de, doğudan yamacın eğimi oyularak oluşturulmuş doğal sert zeminden geçiyordu. Batıdaki geniş vadi ise olasılıkla askeri yol olarak kullanılmaktaydı.

Çoban Kale’nin birkaç defa el değiştirdiği de açıktır.

1092’de, Bizanslılar’ın elinde olan kale, 1096’da bir şekilde Türkler’in elinde görülmektedir. 1097’de ise asıl Haçlı Birlikleri, Roma Yolu’nu kullanarak İznik’e geldiklerinden ve İznik’i ele geçirdiklerinden, bu dönemde Çoban Kale, Haçlıların eline geçmiş olmalıdır.

Ayrıca Haçlıların, 1206 yılında, Kibotos (Hersek’i) tahkim ederek, bölgede hâkimiyetlerini garanti altına alınca, hem Hersek-İznik yolunu kullandılar, hem de Çoban Kale’yi kontrollerinde tuttular. Şüphesiz bu dönemde küçük bir restorasyon geçirme olasılığı da bulunan Çoban Kale, Latinlerin yol güvenliğini sağlıyordu.

27 Temmuz 1302’de, Osmanlı atlıları, kale civarından geçerek Hersek’e kadar gittiler ve Hersek’te Bizanslıları, Bafeus Muharebesi adı verilen çarpışmada büyük bir yenilgiye uğrattılar. Çoban Kale, bu muharebeden sonra da ele geçirilemedi. Çoban Kale (Koyun Hisarı) 1337’de İzmit teslim olana kadar da direnmeyi sürdürdü. 

Prof.Dr. Halil İnalcık Kale’nin durumunu şöyle tespit eder:
“...Osmanlı geleneğine göre, 1337’ye gelindiğinde Yalak Ova ve Koyun Hisarı Kaleleri, Bizans prensinin “has” ını oluşturuyordu. Yalak Ova’da vadideki hisar, Yalknya (ya da Balknya) adındaki Kâfire aitti ve tepede o zamanlar Koyun Hisarı olarak bir başka kale vardı. Osmanlı geleneği, Koyun Hisarı’nın, Yalak –Ova sahibi Yalknya’nın erkek kardeşi Kolayan’ın kumandasına verildiğini ekler. Yalak Ova ve Koyun Hisarı Kaleleri, İzmit teslim oluncaya değin direnmeyi sürdürdüler.

Her iki kale ele geçirildikten sonra, sahildeki yıktırıldı. Yörenin kontrolü tamamen Osmanlı’ya geçince, Roma Yolu (Bağdat Yolu) olarak adlandırılan yol ile Çoban Kale, önemini korumaya devam etti. Zaman içinde kale civarında geçen yol önceliğini ve önemini yitirdikçe, Çoban Kale’de giderek gözden düştü ve terk edildi.

Yalova İli, Altınova İlçesi, Karadere Köyü, Çobankale Mahallesi 1/25 000 ölçekli H22 c2- H23 dI pafta ve 1/1 000 ölçekli orman kadastroda yer alan Çobankale Kale Kalıntıları 3.Derece Arkeolojik Sit olarak Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 14.01.2004 tarih ve 10273 sayılı kararı ile tescil edilmiştir.

ELMALIK KALESİ

Ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı belirlenememiş olan Elmalık Kalesi, köyün 500 metre kadar güneyinde, 270 rakımlı Bahçe Tepe üzerinde, her 2 tarafından geçen yolu kontrol edebilen hâkim bir noktadadır. Kuzey Güney uzunluğu yaklaşık 80 metre, Doğu-Batı uzunluğu yaklaşık 40 metredir. Güney yönünden çıkılması kolay, diğer yönlerden çıkılması zordur. Özellikle kuzey ve doğu yönü çok sarptır. Kale içinde su sarnıcı, tünel, ambar gibi yapılanmalar bulunmadığından buranın savunma amaçlı yapılmadığı düşünülmektedir. Kale, etrafından geçen iki yola da hâkim olduğu için kontrol ve güvenlik amaçlı yapıldığı düşünülmektedir. Kurtuluş Savaşı’na kadar sağlam durumda bulunan kale bugün tümüyle harap olmuştur. Yalnızca güneydeki kapının bir bölümü ile batı tarafında yer alan burçlardan birkaçının izlerini görebilmek mümkün olmaktadır. 

Kale köyden fark edilememekte, ancak kaleden Marmara denizi rahatlıkla görülebilmekte, sahilin kontrolü mümkün olabilmektedir. Eski köylülerin ifadesiyle kale adeta Karakilise (Çiftlikköy’de bulunan)’ye bakar durumdadır.

Batısındaki ve güneyindeki tepeler daha yüksektir. Doğusunda bir vadi yer almaktadır. Batıdaki eğim daha hafiftir. Ayakta kalan burçlardan en iyi durumda olanın dışta örgü sistemi görülebilmektedir. Burada taşlar düzgün olmamakla birlikte yerden belli bir kesime kadar iki sıra tuğla, bir sıra taş şeklinde örülmüştür. Daha üst kısımlarda normal taş örgü devam etmektedir. 

11. ve 12. yüzyıllarda önemli olduğu tahmin edilen Elmalık Kalesi, Pylai sahil kentinin kalesi durumunda olup, sahildeki yerleşimin tehlike anında sığındığı yer olduğu düşünülmektedir.

YAYLA TURİZMİ

DELMECE YAYLASI

Yalova’nın en çok tanınan yaylaları, Kocadere ve Teşvikiye beldelerinin güneyinde yer alan Erikli ve Delmece yaylalarıdır. Delmece Yaylası Çınarcık İlçesi’ne bağlı Teşvikiye Beldesinden çıkılan ve sahilden 17 km içeride, tamamı asfalt yol olan ve çok geniş düzlük bir alanı kaplayan, eşsiz doğal güzelliklere sahiptir. Büyük alanda çam, meşe, kestane ve ıhlamur ağaçlarından oluşan çeşitli ağaç türlerinin, yakın çevresinde şelalelerin ve “dipsiz göl” olarak bilinen derin bir krater gölünün bulunduğu doğa harikası’nın yanı sıra “şifalı su” diye bilinen bir içme su kaynağı vardır. Ayrıca Teşvikiye beldesi’nde bulunan Delmece Yaylası doğal yürüyüş parkuru ile farklı doğal güzellikleri yaşayarak ulaşabileceğiniz seçenekler sunması bakımından çok ilgi çekicidir. Delmece Yaylası alanı 400 dönüm olup, üzerinde 60 hane ahşap ve 20 hane kargır bina bulunmaktadır. Yaylanın bulunduğu alanın tamamı 2/B orman arazisi kapsamındadır.

ERİKLİ YAYLASI

Teşvikiye Köyü’nün 8 km yukarısında yer alan ve yolunun tamamı asfalt olan Erikli Yaylası da, gerek fotoğraf tutkunları gerek doğayla baş başa kalmak isteyen kamp ve doğa yürüyüşçüleri için ideal yerlerden biridir. Kestane, karaağaç, ıhlamur, erik ve elma ağaçlarıyla bezenmiş olan yayla eşsiz bir dinlenme yeridir. Doğa yürüyüşü için ideal bir parkur olan Teşvikiye Deresi üzerinde bulunan “ikiz şelaleler” buraya ayrı bir güzellik katmaktadır. Bunların dışında; Teşvikiye beldesi ile Erikli Yaylası arasında irili ufaklı onlarca şelale bulunmaktadır. Biraz eforlu yürüyüş gerektiren 10 km’lik parkur üzerinde kamp yapılabilecek alanlar mevcuttur. Erikli Yaylası alanı 100 dönüm olup, üzerinde 5 hane ahşap bina bulunmaktadır. Mülkiyet durumu: 50 dönüm 2/ B ve 50 dönüm orman arazisidir.

KARLIK YAYLASI

Karlık Yaylası, Esenköy Belde merkezinden 8 km. mesafede olup, doğal yürüyüş parkurlarıyla ve motorlu araçlarla olmak üzere ulaşılabilir konumdadır. Denizden 700 metre yükseklikte olan yayla etrafında her türlü orman ağaçları, içme suları ve endemik bitkiler bulunmaktadır. Doğa kampçılarının sürekli tercih ettikleri bir yerdir.

KAPLICA TURİZMİ

TERMAL KAPLICASI

Yalova İli’nde bulunan Yalova- Termal ve Armutlu Kaplıcaları Türkiye’nin 1. derece önemli ve öncelikli kaplıcalarındandır. Termal Kaplıcaları Yalova İl merkezi’ne 12 km uzaklıkta Termal ilçe merkezinde bulunmaktadır. 212 yatak kapasitesine sahip olan Termal Turistik İşletmeleri, Samanlı Dağı’nın yamacında vadi içerisinde yer almaktadır. 6 Eylül 1982 gün ve 17804 sayılı Resmi Gazetede yapılan ilana göre kaplıca işletme sınırları içindeki 104 hektarlık alan kamu mülkiyetinde bulunmakta olup, 16.12.2006 tarih ve 26378 sayılı Resmi Gazetede Yalova Termal Turizm Merkezi sınır genişletilmesi yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.  Termal kaplıcaları, Türkiye’nin en düzenli gelişmiş kaplıca alanıdır. Altyapı sorunu yoktur. Kaplıca‘ya ulaşım asfalt yolla sağlanmaktadır.

Termal Tesisleri’nin girişinde, Yedi Havuzlar’da denilen bir çağlayan bulunmaktadır. Çeşitli, renkli ortancaları ile ünlü Termal’de, çok nadide ağaçlar bulunmaktadır. 39 çeşit yaprağını döken ağaç, 26 çeşit yaprağını dökmeyen ağaç, 25 çeşit yaprağını döken ve sürekli yeşil çalı ve 18 çeşit sarıcı ve örtücü bitki vardır. Güney Park çam, manolya ve değişik türde ağaçlar içindedir.

Termal’de bulunan Gökçedere’ye kaplıca sularının verilmesiyle otel ve motellerin büyük bir bölümü tesisleri içerisinde müşterilerinin kaplıca sularından faydalanmalarını sağlamaktadırlar.

Yüzyıllardır çeşitli medeniyetlerin şifa merkezi olan Termal’in şifalı su kaynakları günümüzde de birçok hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Kaplıca suları romatizmalı ve metabolizmalı hastalıklarda, sindirim sistemi, karaciğer, safra kesesi, böbrek ve idrar yolları hastalıkları, ortopedik operasyonlar sonrası, deri hastalıkları, psikolojik hastalıklar, kadın hastalıkları, fonksiyonel rahatsızlıklara sahip hastalara şifa dağıtmaktadır.

Geçmiş dönemlerde farklı kültürlerin etkisi altında kalan Termal, özellikle Romalılar döneminde kaplıcalardan dolayı çok ilgi görmüş ve önem kazanmıştır. M.Ö. 2000 yıllarında büyük deprem sonucunda ortaya çıktığı bilinen Termal kaplıcaları 6.yy ‘dan itibaren PYTHİA THERMA _Pythia ‘daki kudret ve kuvvet hamamları olarak gösterilmiştir. Bunun nedeni ise, toprak yarıklarında çıkan buhar ve sıcak sudan dolayı burasının bir yeraltı tanrısına ait olduğunun düşünülmesiydi. Özellikle gençlik aşısı yerine geçen Hayat İksiri kaplıca hamamları ilk olarak Kral Constantinus tarafından yaptırılıp, Iustinianos zamanında da restore edilmiştir.

Kaplıcalar, Sultan Abdülhamit zamanında tekrar önem kazanmış ve Ulu Önder Atatürk döneminde son halini almıştır. Atatürk, Termal’e büyük önem vermiş, sık sık dinlenmek üzere Termal’e gelmiş ve burada uzun zaman geçirmiştir. Termal, tarihinin her döneminde bir sağlık ve dinlenme merkezi olarak önemini korumuştur. Osmanlılar zamanında kaplıca suları 1892’de Cemiyet-i Tıbbiye tarafından incelenmiş, suların Aix Les-Bains sularına eşit olduğunun anlaşılması üzerine buraya otel ve hamam yapılmıştır. 1932 yılında Atatürk’ün kazı emrini vermesi ile başlatılan çalışmalar da çeşitli adak stelleri, mezar taşları, bir kilise ve dehliz, Bizans İmparatoru II. Iustinianos (M.S.565-578) monogramı taşıyan sütunlar bulunmuştur.

Kilise ve dehlizin o dönemin günah çıkarma yeri olarak kullanıldığı, hastaların gelecekten haber almak üzere burada uykuya yattıklarına dair rivayetler vardır. Dehlizde en ufak bir fısıltının diğer taraftan duyulması, bu rivayetlere ışık tutmaktadır. Kilisenin kapısında bulunan iki mezar taşının da Beş Melek Kilisesi’nin Ayazması’na ait olabileceği düşülmektedir

KURŞUNLU HAMAMI

16 yüzyıl önce Bizans İmparatorluğu Justinianos tarafından yaptırılmıştır. Afet ve savaşlar nedeni ile zamanla toprağa gömülmüş olan Kurşunlu Hamam, 1900 yılında Osmanlı Padişahı Abdülhamit’in emriyle onarılmıştır. Hamamın üstü kurşunla kaplı olduğu için Kurşunlu Hamam adını almıştır. Banyonun dış cephesinde mermer üzerine Osmanlıca yazılmış bir kitabe bulunmaktadır.

Valide Hamamı Bizans Kralı Constantinus döneminde 6 kubbeli olarak yapılmıştır. Halen 3 kubbesi yoktur. Osmanlı döneminde Sultan Mecid tarafından onarılmış ve annesi burada tedavi gördüğünden Valide Hamamı adını almıştır. Banyonun buharlı oda bölümünde mermer üzerinde Osmanlıca bir kitabe yer alır. Ayrıca Çınar otelin önünde Doğu Çınarı olarak anılan Çınar ağacı Anıt Ağaç tescil edilmiştir.

ARMUTLU KAPLICASI

Yalova Armutlu Termal Turizm Merkezi ilanı, 16.12.2006 tarih ve 26378 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yalova İl merkezine 51 km uzaklıkta olan kaplıca, Armutlu İlçe Merkezi'nin 4 km. kuzeyinde bulunmaktadır. Türkiye'nin 1. derece önemli ve öncelikli kaplıcalarından olan Armutlu Kaplıcası, çevresi ağaç ve makilerle kaplı bir vadide, dere yatağı boyuna sıralanmış çok sayıda kaynaktan oluşmaktadır. Armutlu kaplıcalarında suyun sıcaklığı 57 730C, ph değerleri 6,2 – 6,5, akış hızı ise 10 lt/sn dir. Kaynakların en önemlileri Küpeli ve Hamam kaynaklarıdır. Bu bölgede halen 250 yataklı nitelikli bir otel ve bu otele ait lokanta, Türk Hamam'ı ve aquaterm ( havuz ) vardır.

Kaplıca suları kimyasal sınıflandırma bakımından sülfatlı, bikarbonatlı, klorürlü, kalsiyumlu, sodyumlu ve karbondioksitli bir bileşime sahiptir. Kaynaklarda mineral miktarı 2100–2421 mg. arasındadır. Banyo ve içme kürlerine uygundur. Kaplıca’da kaynak emniyeti sağlanmıştır. Gerek kaynak çevresi, gerekse deniz kıyısı yeni yerleşmeler ve gelişmelere uygundur. Kaplıca çevresi maki ve zeytin ağaçları ile kaplıdır.

Kaynak suları banyo, içme ve çamur olarak uygulandığı gibi, sudan çıkan gazları teneffüs etme yoluyla da uygulanır. Armutlu kaplıcaları, radyoaktivitesi yüksek kaplıcalar sınıfına girmektedir.(1.04 milimikroküri/lt). Kaplıcalar kabin işletmesinde, asidin vücuttan atılmasında, sinirler üzerinde, iltihabi hastalıklarda ve kadın hastalıklarında, mide ve bağırsak hastalıklarında, yaraların iyileşmesinde, karaciğerin düzenli çalışmasında, hormonların iyileşmesinde ve idrar söktürücü olarak yararlıdır. Radyoaktivitenin iyi gelmediği hastalıklar ise kanser, akciğer veremi, mikris (gut) kanda zehirlenmeye yol açan müzmin böbrek hastalıkları ve ilerlemiş kalp hastalıklarıdır. Armutlu Kaplıcaları’na Armutlu ve Yalova –Çınarcık yönlerinden asfalt yolla ulaşılmaktadır. Armutlu ilçemize yaz aylarında düzenli olarak İstanbul Yenikapı’ dan deniz otobüsleriyle bir saatte ulaşım sağlanmaktadır. Bunun dışında Yalova İl Merkezi’nden ve Gemlik İlçesi’nden düzenli Belediye otobüs seferleri yapılmakta olup kara yoluyla ulaşım yaklaşık 90 dakika sürmektedir.

DOĞA TURİZMİ

DAĞ VE DOĞA YÜRÜYÜŞÜ

Yalova İli’nin çevresindeki ormanlık alanlar, yürüyüş ve dağ bisikleti olanakları açısından son derece uygundur. Çınarcık İlçesi, Teşvikiye köyü’nde bulunan Delmece Yaylası parkuru, farklı doğal güzellikleri aynı gezide bulabileceğiniz seçenekler sunması bakımından ilgi çekicidir. 800 m. Yükseklikteki yaylada yeşilin çeşitli tonlarını görebilirsiniz. Doğa yürüyüşü için ideal bir parkur olan Erikli Deresi kenarında yürürken karşınıza çıkan şelaleler buraya ayrı bir güzellik katar. Biraz eforlu bir yürüyüş gerektiren 10 km.lik parkur üzerinde kamp yapılabilecek alanlar bulunmaktadır. Üvezpınar köyü’nden 8 km. uzaklıkta bulunan Sudüşen Şelalesi ve çevresi de doğa tutkunlarına muhteşem bir şölen sunar. Şelaleye giden yol, rahat ve doğal bir yürüyüş parkuru olup, yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerce yoğun olarak tercih edilmektedir. Şelaleye çıkarken eşsiz bir baraj gölü, Marmara Denizi manzarası ve çok çeşitli orman faunası ile karşılaşılır ki, bu güzergah foto safari, doğa yürüyüşü ve piknik alanı olarak kullanılmaktadır. Panorama tepesi denizden 120m. Yükseklikte ve her mevsimin yeşil bitki örtüsü ile kaplı çok güzel görüntülere sahip bir alandır. 

Yalova’dan Armutlu’ya 50 km. mesafede, uzunca bir bölümü deniz kenarından geçen kimi yerde zeytinlikler arasından kıvrılan yoldan Esenköy’ü geçtikten sonra karşılaşacağınız Çalderesi de gümbür gümbür çağlayan şelaleleriyle sizi doğayla kucaklaşmaya davet ediyor. Çaldere, Samanlı Dağları’nın en batı ucunda, Taz Dağı ile hemen yanındaki Çatal Tepe’den kaynağını alır ve Esenköy’de denize dökülür. Dere boyunca zorlu bir parkura sahip olan alan biraz teknik gerektiren bir konumdadır.

KAMP VE KARAVAN 

Yalova kamp ve karavan turizmine elverişlidir. Özellikle doğal güzelliklere sahip kıyılarda, gençlere yönelik doğal değerleri koruyarak kamp yapma olanağı vardır. Üvezpınar ve Kurtköy bölgesi. İl ve ilçe merkezleri kıyı şeridinde doğal kamp alanları bulunmaktadır.

MESİRE YERLERİ

KENT ORMANI

Yalova’ya 29 km. mesafede olup yolu tamamen asfalttır. Kent Ormanı 2005 yılında düzenlenmiş ve halkın kullanımına açılmıştır. Yalova Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı Çınarcık Orman İşletme Şefliği sınırlarında yer alan Çınarcık İlçesi, Teşvikiye beldesi, Erikli yaylasında yer almaktadır. Yalova istikametinden gelecek kullanıcılar, Çınarcık, Teşvikiye güzergahını takip ederek Armutlu, Gemlik; Bursa istikametinden gelecek olan ziyaretçiler, yolu asfaltlanmış olan Hayriye, Selimiye köyleri ve Delmece yaylası istikametinden kent ormanına ulaşabilirler. Büyüklüğü 95 ha. olan Kent ormanının içinde görülmeye değer şelaleler, 2 km. yürüyüş patikası, çok amaçlı salon, çocuk oyun alanları, spor alanları, oturma ve dinlenme gurupları, tuvalet, çeşme, piknik yerleri, içme suyu ve lavabolar, asma köprü, seyir terasları, Erikli çifte şelaleleri, ıhlamur, kestane, meşe, gürgen, kayın ve çam ağaçları ile bezenmiş, her türlü kuş sesi eşliğinde doğanın insanlara sunduğu tüm güzelliklerin bir arada yaşanabilecek nadide güzelliklerin bulunduğu eşsiz bir mekândır.

Kent ormanlarının kuruluş amacı ve özelliği gereği ziyaretçiler tarafından ateş yakılmaması öngörülmekte, halkın rekreasyon ihtiyacının karşılanması hedeflenmektedir. Giriş ücretsiz olup, mangal yakmak isteyenler için Kent ormanı yakınında şahıslara ait yerler mevcuttur.

Kent ormanının bulunduğu alanda asli orman ağaçlarından kayın, karaçam, meşe geniş yayılış göstermekte olup, az miktarda kestane, gürgen, dış budak, Akçaağaç, çınar, kızılağaç, ıhlamur, yabani kiraz, yabani erik mevcuttur. Çalımsı veya otsu bitkilerden katırtırnağı, yabani sarmaşık, kekik, hiperikum, güzellik çalısı, kocayemiş, pençe çalısı Kent ormanına ayrı bir güzellik katmaktadır.

Bu alanda hayvan ve kuş türleri arasında ayı, yaban domuzu, tilki, sincap, kertenkele, çakal, porsuk, kirpi, tavşan, kaplumbağa, yılan, üveyik, tahtalı güvercin, bıldırcın, çil, karatavuk, sığırcık, sakarmeke, çulluk, atmaca, çil keklik, ağaçkakan sayılabilir.

HASANBABA

Termal ve Çınarcık ilçeleri arasında ve Çınarcık sırtlarında bulunan Hasan Baba Piknik ve mesire yeri geniş bir alana yayılmış olup,meşe,kestane ve ıhlamur ağaçlarıyla kaplı, denize nazır, foto safari yapılabilecek doğal güzellikler içermektedir. Ayrıca bu alanda doğal ortamda Geyik koruma alanı mevcuttur. Hasan Baba mesire yerinde, içme suyu ve yeme-içme hizmeti sunan Restoran bulunmaktadır.

GEYİKDERE - ÇAMLIK

Altınova’nın yüksek tepelerinde yer alan Geyikdere serin çam ormanlarıyla yörenin en güzel manzaralarına sahiptir.

Çam ağaçları ile çevrili Geyikdere tepesi, cıvıl cıvıl kuş sesleri ve İzmit Körfezinin muhteşem manzarası ile ender rastlanan doğal piknik alanlarından biridir. İzmit Körfezini kuşbakışı seyreden ormanlık piknik alanları ile günübirlik tatilin gözde merkezlerindendir.

HÖYÜK TEPESİ 

Yeşil & Mavi Turizm Seyir Yolu güzergâhında Sugören Köyü ile Sermayecik Köyleri arasında foto safari ve seyir noktası olarak en çok beğeni toplayan bölgelerden biri olan Höyük tepesi mesire yeri çalışmalarına başlanılmıştır.

İSTİHKAM TEPESİ

Elmalık ve Kirazlı köylerine yaklaşık 1 Km mesafede Marmara Denizine ve Elmalık Ovasına hâkim bir noktada bulunan yamaç paraşütü uçuş noktası ve piknik alanı olarak düzenlenen İstihkâm Tepe Mesire Yeri, çevresindeki zengin orman dokusu, il merkezi ve çevre köylere yakınlığı ile Yeşil Mavi Turizm Seyir Yolu güzergahında olması sebebi ile yerli ve yabancı turistlerin hoşça vakit geçirebileceği piknik ve kamp yapılabilecek önemli seyir ve foto safari noktalarından bir tanesidir.

KAPILI ÇINAR 

İlimizin en bol akarsuyu, gür ormanları, mağaraları, doğa yürüyüş parkurları, alabalık üretim tesisleri, organik hayvansal ürünleri ile Yeşil Mavi Turizm Seyir Yolu üzerinde Alabalık üretim çiftliklerine yaklaşık 800 m. mesafede bulunan ve Anıt Çınarlar olarak bilinen Kurtköy Kapılı Çınar mesire yeri bulunmaktadır.

DENİZ TURİZMİ

PLAJLAR

Yaz turizminin en hareketli yaşandığı Çınarcık ve Armutlu arasında eşsiz güzellikteki bakir koylar ve kıyı şeridi yer alır. Yalova’nın kuzeyinden güneybatısına kadar olan il sınırları Marmara Denizi ile çevrilmiştir. Kıyılar girintili çıkıntılı bir özellik göstermez. Sahil şeridi dar olmakla birlikte doğal plaj özellikleri göstermektedir. Yalova ili kıyıları kumsal, sadece Çınarcık ve Esenköy kıyıları ekseriyet çakıl taşlıdır. Yalova’nın batısında yer alan Koruköy, doğal güzellikleri, temiz denizi, kumsalları ile pek çok yerli ve yabancı turistin ilgisini çekmektedir. Esenköy, Yalova’nın 34 km. batısında Dallabaş Dağı’nın eteklerinde, kıyıları orman alanlarıyla bütünleşmiş bir yöredir. Temiz denizi, kalabalıklaşmamış yapısı ve 5 km’lik kıyısıyla sahil turizmi potansiyeline sahiptir. Çınarcık, Esenköy ve Armutlu; sahilleri, plajları, kamp ve piknik alanlarıyla, her türlü konaklama, yeme-içme ve eğlence mekânlarıyla bölgenin önemli tatil merkezlerindendir. Deniz suyu sıcaklığı yaz aylarında (Haziran-Eylül) ortalama 19,9–22,9 C arasındadır. Hava sıcaklığı ise aynı aylar arasında ortalama 20–23 C arasında değişmektedir.

SUALTI DALIŞ TURİZMİ

Armutlu ilçesinin kuzeybatı sahilinde bulunan kayalık alanlar Türkiye’nin zıpkınla dalmaya ve su sporlarına en uygun bölgelerindendir. Bu spor faaliyeti Bozburun ve Ayıburnu açıklarında yapılmaktadır.

DENİZ AVCILIĞI

Termal’de bulunan Sudüşen Çağlayanı’nda Alabalık avlanabilir. Elmalık köyü ve Kurtköy yakınlarında Alabalık tesisleri bulunmaktadır. Ayrıca ilimizde deniz avcılığı Çınarcık, Esenköy, Armutlu, Kapaklı ve Fıstıklı sahillerinde yoğun olarak yapılmaktadır.

YAT TURİZMİ

SETUR firmasına ait bir yat limanı ilimizde bulunmaktadır.